Meme kanseri, meme dokusunu oluşturan hücre gruplarından birinin değişime uğraması ve kontrolsüz olarak çoğalması nedeniyle oluşan tümör sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Meme kanserlerinin son yıllarda görülme sıklığı oldukça artmıştır. Küresel ölçekteki istatistiklere göre meme kanserinin görülme sıklığı 10.000’de 4-5 civarlarında hesaplanmaktadır.
Bunun yanı sıra, ABD verilerine göre bir kadının hayatı boyunca meme kanserine yakalanma olasılığı 1/8 olarak ifade ediliyor. Her ne kadar ilerleyen yaşlarla beraber görülme sıklığı artsa dahi, meme kanserinden korunmanın bir takım yolları bulunuyor, bunlar;
• Sigara ve alkol gibi kanser yapıcı maddelerden uzak durmak,
• Sağlıklı beslenmek ve düzenli spor yapmak,
• İdeal kiloyu korumaya özen göstermek,
• Bebek sahibi olan anneler için ilk 6 ay emzirmek,
• Çok geç yaşta anne olmamak.
• Hormon ilaçlarının kullanımına dikkat etmek.
Meme Kanseri Belirtileri;
• Memede elle hissedilen bir sertlik veya kitle,
• İki meme arasında son dönemde ortaya çıkan asimetri,
• Meme başında veya meme cildinde içe doğru çekinti,
• Memede kızarıklık, yara, egzama, kabuklanma, çatlama,
• Meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm,
• Meme başında şekil veya yön değişikliği,
• Memede olağan dışı şişlik veya boyut artışı,
• Adet dönemlerinde memede rastlanabilenden farklı karakterde ağrı,
• Meme başından akıntı; özellikle pembe, kırmızı renkte,
• Koltuk altında sertlik, şişlik veya kitle.
Meme kanseri çok sık karşılaşılan ve hızlı ilerleyebilen bir kanser olmasına rağmen erken evrede tanı aldığında son derece etkin tedavi edilebilir ve oldukça başarılı sonuçlar elde edilir. Kanserin ilk evresinde memedeki tümörlü dokunun çapı 2 santimetreden küçüktür ve koltuk altı bölgesinde lenf bezi büyümesi görülmez. Evre 1 olarak adlandırılan bu dönemde tanı alıp tedavi edilen kişilerde 5 yıl sonrası sağ kalım oranı %98’dir. Kitle çapının 2 santimetreden büyük olduğu dönem, evre 2 olarak adlandırılır ve bu evrede lenf bezlerinde büyüme görülebilir ya da görülmeyebilir. Evre 3 olarak tanımlanan dönemde ise tümörlü dokunun çapı 5 santimetreyi aşmış, koltuk altında lenf büyümesi belirgin hale gelmiş durumdadır. Bu evrede tanı alan meme kanseri hastalarında tedavi sonrası 5 yıllık süreçte sağkalım oranı yarı yarıya azalır ve %50,6 gibi bir oranda başarı elde edilir.
Meme kanseri ile mücadele kapsamında erken tanı kritik önem taşıdığı için kanser evreleri hakkında bilgi sahibi olmak, düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yaparak kitleyi en erken evrede saptamak, doğru zamanda hekim muayenesine ve mamografi çekimi gibi ileri görüntüleme tekniklerine başvurmak son derece önemlidir.
Kendi Kendine Meme Muayenesi Nasıl Yapılır?
Kendi kendine meme muayenesi için öncelikle adet döngüsünün doğru şekilde takip edilmesi gerekir. Öncelikle her aylık döngünün ilk günü 1. gün olarak kabul edilir ve bugünden sonraki 5. gün ile 14. gün arasında bir gün belirlenerek meme muayenesi için devamlı olarak aynı gün tercih edilir. Örneğin ilk muayene için o ayki adet takviminde kanamanın başlangıcından sonraki 9. günü seçilmişse diğer aylarda da yine aynı şekilde adet kanamasının başlangıcından itibaren 9 gün sayılmalı ve muayene o gün tekrarlanmalıdır. Kişi menopoz döneminde ise her ayın belli bir gününü kendi kendine meme muayenesi için seçebilir.
Muayene öncesi vücudun üst kısmındaki giysiler tamamen çıkarılmalıdır. Ayna karşısında kollar sırası ile yukarıya doğru kaldırılarak meme dokusundaki çıkıntı, gerginlik, meme başında çekilme, yara, renk değişikliği gibi bulgular değerlendirilmeli ve her iki meme tüm bu özellikler açısından karşılaştırılmalıdır.
Bir sonraki aşamada kollar öne doğru uzatılır ve bu pozisyonda her iki meme arasındaki şekil değişikliği olup olmadığı değerlendirilir. Daha sonra eller bel hizasında konumlandırılır ve omuzlar dik pozisyonda tutularak memelerin aynaya yansıyan görüntüsü kontrol edilir. Bu aşamalar tamamlandıktan sonra el ile muayene yöntemi uygulanır. Muayene edilecek olan meme, sağ meme ise sağ kol dirsekten bükülerek başın üzerine koyulur ve sol elin ikinci, üçüncü ve dördüncü parmak uçları meme dokusunda dairesel hareketlerle gezdirilir. Sol meme muayenesinde ise sol kol başın üzerine yerleştirilmeli, meme dokusunda gergin bir görünüm elde edilmeli ve daha sonra sağ el parmak uçları ile meme dokusu değerlendirilmelidir. Memede saptanan kitlelerin yaklaşık %90’ı patolojik özellik taşımayan yağ bezesi tarzında oluşumlardır ancak her durumda hekim muayenesine ve mamografi gibi detaylı görüntüleme yöntemlerine başvurulması gerekir.
Mamografi, günümüzde meme kanseri tanısı için halen altın standart olarak kabul edilir. Ancak memede kitlenin erken evrede fark edilmesi ve mamografi ihtiyacının saptanabilmesi için her kadının öncelikle ayda bir kez düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapmaya özen göstermesi gerekir. 20 yaş üzerindeki her kadının düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapması, yaşına ve sağlık durumuna uygun aralıklarla mamografi taramalarına katılması, kanserle mücadele kapsamında kritik önem taşır.