Laktozsuz Beslenme

Laktoz doğada sadece sütte bulunan disakkarit formunda bir şekerdir. Süt şekeri olarak da isimlendirilebilir. Bağırsaklardan salgılanan laktaz isimli bir enzim tarafından parçalanır. Bağırsaklarda bu enzim yeteri kadar bulunmadığında ya da yetersiz çalıştığında laktoz intoleransı denilen bir hastalık tablosu oluşur.

Laktoz hem anne sütünde hem de inek sütünde bulunmaktadır. Her insanda farklı etkiye sebep olabilen bu enerji verici madde aslında bir şeker görevi görür. Hatta yeni doğan bebeklerde ilk bir yıldaki enerjinin %40’ını karşılayabilecek kadar etkili bir maddedir. 

Laktoz intoleransı sütte bulunan temel karbonhidrat olan laktozun sindirilememesine bağlı olarak gelişen bir sindirim sistemi hastalığıdır. Başta şişkinlik, ishal ve karın ağrıları olmakla birlikte bir çok şikayete yol açar. Laktoz intoleransı olan hastalar laktozun parçalanmasını sağlayan laktaz enzimini yeteri kadar üretemezler.

Laktoz intoleransının 2 ana çeşidi vardır. Primer yani birincil ve sekonder yani ikincil laktoz intoleransı olarak adlandırılır. Primer laktoz intoleransı en sık görülen formudur. Yaşla birlikte laktaz enzim üretiminin azalmasıyla oluşur. Primer laktoz intoleransının genetik bir hastalık olduğu düşünülmektedir çünkü bazı toplumlarda daha sık görülmektedir. Örnek verecek olursak Asya ve Afrikalılarda %60-80 oranında görülmektedir.

Sekonder laktoz intoleransı ise daha nadirdir. Mide hastalıkları ya da Çölyak Hastalığı gibi sindirim sistemi hastalıklarına bağlı olarak gelişir. Bu hastalıklarda bağırsaklarda oluşan enflamasyon laktaz üretimine zarar verir ve laktoz intoleransı gelişir. 

Laktoz intoleransı belirtileri genellikle, süt ve süt ürünlerinin tüketimini takip eden 30 dakika ila 2 saat arasında; şişkinlik, karında ağrı veya kramp, diyare (bağırsak hareketlerinin düzenli olmaması sonucunda gün içinde birden fazla defa sulu dışkılama-ishal) gaz, mide bulantısı gibi semptomlarla ortaya çıkmaktadır. Bazı bireylerde diyare yerine kendini konstipasyon (kabızlık) ile de gösterebilmektedir.

İshal sindirilmemiş laktozun ince bağırsağa geçmesiyle oluşur. Sindirilmemiş laktoz bağırsağın içine su çeker. Sindirilmemiş laktoz, kalın bağırsağa ulaştığında buradaki bakteriler laktozu fermente ederler; kısa zincirli yağ asitleri ve gaz oluşur. Bu da şişkinlik, gaz ve ağrıya sebep olur. Semptomların ciddiyeti kişinin ne kadar laktozu tolere edebildiğiyle ve ne kadar süt ve süt ürünleri tükettiğiyle bağlantılıdır. 

Laktoz intoleransı tanısı için ise, birden fazla laktoz intoleransı testi mevcuttur.

İnce Bağırsak Biyopsisi: Endoskopi yöntemiyle mideden ince bağırsağa geçilerek biyopsi alınır.

Laktoz Tolerans Testi: Laktoz intoleransı testi için hastaya 50 gr laktoz yüklemesi yapılır. Yükleme öncesi ve sonrası kan ve idrar tetkikleri yapılır. Tetkiklerin farkına bakılarak tanı konulur.

Laktoz Nefes Testi: Laktoz yüklemesi yapılarak nefes ile ölçülen bir tekniktir. Laktozun tüketimi sonrası intestinal fermantasyon ile karbon, hidrojen ve oksijen oluşumu ölçülür. En sık kullanılan yöntemdir.

Genetik Testler: Erişkinlerde bakılan bazı genetik testlerle laktaz yeterliliği tespit edilmektedir.

Laktoz inteloransı olan bireylerin kaçınması gereken yiyecekleri, süt, yoğurt, peynir, tereyağı, dondurma, süt tozu; işlenmiş gıdalar, sucuk, sosis, patates cipsi, çikolata, pasta, krema, bisküvi, kurabiye olarak örneklendirebiliriz.