Birlikte Bir Çay İçelim Mi?

Türk kültürünün önemli bir parçası olan çay, sosyal bir deneyim, misafirperverlik ve arkadaşlık işaretidir. Türkler gün doğumundan gün batımına kadar çay içmeyi sever. İçeceklerin başında gelen çayın hazırlanması ve tüketilmesi Türk kültürünün ve günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Çay üretiminde de önemli bir yeri olan Türkiye nin yanı sıra Hindistan, Sri Lanka, Çin, Kenya, Endonezya, Malavi ve Vietnam da önde gelen çay üretici ülkelerdir.

İlk kez Çin’de ortaya çıkan çayın tarihi M.Ö. III. yüzyıla dayanır. Rivayete göre, M.Ö. 2700’lerde İmparator Shenn Nung bir çay ağacının altında oturur. Bu sırada elindeki sıcak su dolu kâseye birkaç tane çay yaprağı düşer. Düşen yaprakların suya verdiği renk ve tat imparatorun hoşuna gider. Shenn Nung’un bunu içip şifa bulmasının üzerine çay, şifa bulmak amacıyla ilaç olarak kullanılmaya başlanır. Başlangıçta tedavi amacıyla kullanılan çay, Çin’de ticaretin gelişmeye başlamasıyla ticari bir unsur haline gelir. M.S. VIII. yüzyılda Çin kültürünü incelemeye gelen Japon rahipler burada çayla tanışır ve bu mucizevi bitkiyi ülkelerine de götürürler. Böylece Japonya’ya gelen çay, Japon halkı tarafından da sevilir. Hatta önemli protokol toplantılarında çay seremonisi bile yapılmaya başlanır. Japonya’dan Hindistan ve İran’a yayılan çayın Avrupa topraklarına gelmesi ise ancak XVII. yüzyılda mümkün olur. Hollanda, Fransa, İspanya ve İngiltere çayla tanışan ilk Avrupa ülkeleri olurken; Rusya da Çin’den gelen ticaret kervanlarıyla aynı dönemlerde çayla tanışır. Böylece XVIII. yüzyıla gelindiğinde çok sayıda millet çayla tanışmıştır artık…

Çayı ilk içen Türk’ün Hoca Ahmet Yesevi olduğu birçok kaynakta bildirilmekle beraber, Türklerin çay ile tanışması ise XIX. yüzyılda mümkün olur…

Çay her ne kadar Türklerin yaşamına geç girmişse de bugün oldukça önemli bir yer edinmiştir.

Çay Dostluktur

Türkiye’nin çay yetiştirme bölgesi, ülkenin kuzey Karadeniz kıyı şeridi boyunca Gürcü sınırından batıya, Rize şehrine kadar uzanmaktadır. Üretilen çayların çoğu yurt içinde tüketilmektedir. Türkiye’de gün boyu kahvaltı ile başlayıp, yatma saatine kadar çay tüketilmektedir. Çay teklif etmek ve birlikte çay içmek bir dostluk jestidir. Çay saati genellikle öğleden sonra üç ila beş arasındadır, yanında lezzetli tatlı ve tuzlu bisküvi, kek gibi yiyecekler ile servis edilir ancak çay içme bu birkaç kısa saat ile sınırlı değildir. Çay saati o kadar önemlidir ki tatlı ve lezzetli hamur işleri ve günün bu saatinde servis edilebilecek hafif yiyecekler konusuna ayrılmış onlarca yemek kitabı vardır.

Çay Türk sosyal yaşamı için temeldir ve Türkiye’nin iç ekonomisinde büyük rol oynamaktadır. Çay günün her saatinde, her yerde içilebilir. Türkiye’de çay olmadan feribot gezintileri hayal etmek zordur. Türkiye’deki herhangi bir şehre seyahat edenler bir çay evi veya çay bahçesi bulacaktır. Küçük kasabalarda ve kırsal alanlarda, çay evleri haberlerin yayıldığı sosyal merkezlerdir. Daha büyük şehirlerde ve turistik bölgelerde çay evleri gençleri, yaşlıları ve birçok yabancıyı ağırlamaktadır. İstanbul’da, 1950’lerde popülerlik kazanmış ve ailelerin sosyalleşmek için gittikleri yerler haline gelmiştir. İstanbul Boğazı boyunca eski İstanbul’un dar, dolambaçlı ara sokaklarında ve Ege boyunca turistik şehirlerde hoş çay bahçeleri bulunmaktadır. Her köyde bir çay evi ya da kahvehane vardır çünkü yerel pazar kadar önemlidir.

Gün boyunca çay içmemizin yanı sıra, kendimize özgü demleme usulü, ince belli cam bardaklar, kıtlama çay gibi katkılarımızla çayın kültür tarihine eklediklerimiz göz ardı edilemez.

Bir de çayınızı böyle demleyin…..

Soğuk demleme

Çay suyunu ocağa koyarken demlik kısmına da kuru çayı ilave edin ve üzerine yeteri kadar soğuk su ekleyin. Bu şekilde çaydanlığın su bölümünde su kaynarken demlik bölümündeki çay, kaynayan suyun vermiş olduğu buharla ısınacak ve çay taneleri daha yavaş demlendiği için daha taze kalacaktır.