Osman Bulut - Kemalpaşa Üretim Uzmanı

1)Sizi biraz tanımak isteriz?

1986 Erzurum doğumluyum, ben 14 yaşındayken ailem İzmir’e taşındı.

Uzun yıllar inşaat işlerinde çalıştım. 2007 yılında askerden gelince yetiştirilmek üzere pres operatörü olarak Renkler’de işe başladım. 15 yıldır da severek çalışmaya devam ediyorum.

Evliyim, iki oğlum bir de kızım var. İşten kalan zamanımın çoğunu ailemle birlikte geçiriyor, kalan kısmında IoT projeleri ile ilgili araştırma ve denemeler yapıyorum. Ayrıca geleneksel okçuluk çok sevdiğim bir uğraş ancak güvenli çalışma sahası ve bu spora ilgi duyan arkadaş grubu oluşturamadığım için şimdilik devam edemiyorum.

2)Bize yaptığınız işle ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

Şu sıralar iş günümün büyük bir bölümü robotlu pres hattının devreye alınmasına eşlik etmekle, sistemin testlerini yapıp gerekli iyileştirme noktalarını belirleyip aksiyon alınmasıyla ve bunun yanında çalışacak operatörlerin eğitimi ile geçiyor. Tabii ki bir yandan kendim de öğreniyorum. Diğer yandan PGİ mühendisi arkadaşım Muhammet TEKİN’in yaptığı çalışmaların bir kısmına destek olmaya çalışıyorum, kendisi robot otomasyon konularında oldukça iyi olduğu için olabildiğince birlikte çalışarak yeni şeyler öğreniyorum. Bununla birlikte pres bölümünde smed çalışmalarını yürütüyorum. Üretimde iyileştirilebilir noktalar için kaizen çalışmalarına elimden geldiğince katkıda bulunuyorum.

3)Renkler’de sizi motive eden şeyler nelerdir?

Renkler’de yüksek motivasyonla çalışmada en büyük pay yöneticilerimizle fikirlerimizi rahatça paylaşabiliyor olmak, hatta kabul görmeyen fikirlerimiz dahi küçümsenmeden farklı önerilerle destekleniyor olması bunun yanında çalışma arkadaşlarımla iyi bir sinerjiye sahip olmamız olabilir.
Herkesin işine odaklı çalışması, kişisel gelişimimin destekleniyor olması ve kendimi şirketin bir parçası olarak görebiliyor olmam şirketin istikrarlı büyümesinin verdiği güven duygusunun motivasyonuma önemli etkisi olduğunu düşünüyorum.

4)Kariyer hayatınızda güzel bir yükselme yaşadınız, süreçten detaylı bahseder misiniz bizlere?

Adına kariyer dediğimiz görev değişiklikleri çalışanların potansiyellerini ortaya çıkarabilmeleri ve bu potansiyelden şirketin faydalanması açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Benim de Renkler’de görev değişiklik sürecim 2007 yılında pres operatörü olarak başlayıp, 2011 yılında preshanede vardiya sorumlusu olarak görevlendirilmemle devam etti. 2009 yılında iş arkadaşlarım tarafından TPM takım lideri olarak seçildim, takım liderliğinin kişisel gelişimime çok katkıları oldu. 2018 yılında preshaneye formen olarak görevlendirildim. Formenlik görevime devam ederken İdari İşler Uzmanımız Arzu (Bilgin) Hanım’ın tavsiyesi hatta ısrarı üzerine üniversite sınavına girdim.

O dönemki üretim müdürüm Kıvanç Bey, sınava girdiğimi duyup beni odasına çağırıp planımın ne olduğunu sormuştu. Ben de planımın barajı aşabilirsem uzaktan herhangi bir bölümü okumak olduğunu söyledim. Kıvanç Bey, uzaktan eğitimin bana yeterli katkısının olmayacağını örgün eğitime gitmemi tavsiye etti. Ben bunu asla yapamayacağımı ilettim çünkü Renkler’de çalışıyordum, daha da önemlisi temel eğitimimim yoktu. Ben ilkokulu memleketimde tek öğretmenin aynı anda 1’den 5’e kadar olan sınıflara ders verdiği bazı dönemlerde öğretmen dahi olmayan köy okulunda bitirdim. Hatta 3. Sınıfta köyümüze öğretmen gelmediği için yakın bir köye 3 ay boyunca her gün yürüyerek gidip gelmiştim. Şimdi belgesellerde izlediğim çocukluğu bizzat yaşadım.

Sonrasında okuma fırsatım olmadı, askerden geldikten sonra Renkler’de çalışırken önce ortaokul sonra da açık öğretim lisesini bitirdim. Ancak matematik bilgim ancak dört işlemi yapmaya yetecek seviyeydi, bu seviyede bir bilgiyle üniversite ortamına girmeye cesaret edemedim.

Kıvanç Bey “Gerekirse her gün sana matematik dersi veririz” deyip ısrar edince konuyu düşüneceğimi, tavsiyeleri için minnettar olduğumu iletip çıktım.

Tabii ben konu kapanır sanıyordum ancak öyle olmadı. Kıvanç Bey sınav sonuçları açıklanınca yine yanına çağırdı “Tercihleri beraber yapacağız” dedi. Öyle de oldu iş yerime yakın olması nedeniyle Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksek Okulu Elektronik Otomasyon bölümüne tercih yaptık ve yerleştim. Ardından Kıvanç Bey adeta velim gibi okula hocalarla tanışmaya dahi götürdü.

Okulların açılmasıyla benim için çok zorlu bir süreç başlamış oldu. Okulun ilk günü dersin olduğu salona girdiğimde benden daha erken gelmiş olan öğrenciler beni öğretmen sanıp hemen toparlandılar, ben arka sıralardan birine oturunca da adeta şok oldular.

Çok zorlanıyordum çünkü her gün sabah okula gidip, son dersten sonra eve gitmeden, bazı günler yemek yemeye dahi fırsatım olmadan işe yetişiyordum. Sürekli olarak akşam vardiyasına gitmek zorunda kaldığımdan, gece saat 01.00 civarı eve gittikten sonra en az bir saat ders çalışıyordum. Çocuklarım beni haftanın ilk üç günü hiç görmüyorlardı. Sabah ben önce okula, akşam da işe gidip gece eve döndüğümde çocuklar uyumuş oluyorlardı. Yine sabah çocuklar uyanmadan ben çıkmış oluyordum.

İlk zamanlar derslerden de pek anlamıyordum. Derslerin tamamı sayısaldı, benim matematik bilgim olmadığı için dersleri anlayamıyordum. Öyle ki hoca basit bir çarpma işlemini yaparken bile yanlış yaptığını düşünüyordum. Hocanın rakamlar arasına koyduğu nokta işareti çarpı içinmiş mesela ama ben ilkokulda çarpıyı X olarak öğrenmiştim hala da öyledir sanıyordum. Zaman her şeyi değiştirir derler ya çarpma işaretini bile değiştirmiş.

Tabii fedakârlık yapmadan asla başarı olmuyor. Daha sonra ortaokul seviyesi matematik kitabı aldım, okuldaki derslerden kalan zamanda başka bir taraftan da matematik çalışmaya başladım.

Ders konularının ilgi alanıma girmesi ve daha da önemlisi yeni şeyler öğrenmenin verdiği haz, değerli hocalarımdan Prof. Dr. Levent Paralı’nın verdiği destek tüm bu zorlukları aşmamı sağladı.

Okulun 2. yılında pandemi nedeniyle uzaktan eğitime geçildi. Bu durum benim için tam bir avantaja dönüştü. Okula gidip gelmek için yolda zaman harcamayıp derslere online katılıyordum. Anlamadığım dersleri kayıttan tekrar tekrar izleyebiliyordum, ayrıca ders çalışmak için bolca zaman kalıyordu.

2. yılın sonunda tüm emeklerimin karşılığını aldım 3,7 gibi benim için çok iyi sayılabilecek bir ortalama ile okulu bitirdim.

Bu süreçte eski üretim müdürümüz Kıvanç Bey şirketten ayrılmış aynı görevi Cem Bey devam ettirmekteydi. Benim eğitimim için yaptığım fedakârlıklar, kaizen çalışmaları ve robotik sistemlere olan merakım Cem Bey’in dikkatini çekmiş olacak ki beni çağırıp görev değişikliği önerdi.

Yeni görevime beyaz yaka çalışan olarak devam edecektim, çok mutlu oldum. Benim için büyük bir gurur ve onurdu.

Renklerin her kademesi, işini hakkıyla yapmaya çalışanlar için onurla ve gururla çalışmak için aynı değerdedir. Beni gururlandıran beyaz yaka olmak değildi, yöneticilerimin beni bu göreve layık görmüş olması oldu.

5)Bu süreçte en çok kimden destek aldınız?

Bu soruya iki başlıkta cevap vermek isterim.

33 yaşından sonra iki çocuk babası ve tam zamanlı bir çalışan iken, beni eğitime yönlendiren ve başarabileceğime inandıran başta Arzu Hanım ve Kıvanç Bey’dir. Tabii ki eşimin desteği çok büyük ve önemliydi, hakkını ödemem mümkün değil.

Yine özellikle preshanedeki çalışma arkadaşlarımın aşıladıkları özgüven..

Ayrıca derslerde anlamadığım konularda destek olan üretim ofisindeki mühendis arkadaşlarım Muhammet, Sinan, Sarp Bey, planlama mühendisi arkadaşlarım Elif, İnanç, Eser, Edip Bey.. daha onlarcasını sayabilirim.

Kariyer planlaması tarafında ise Cem Bey’e buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Tam da ilgili ve meraklı olduğum alanlara doğru bir rota çizerek ve bu rotada destek olarak en büyük desteği sağlamıştır.

Açıkçası ben çok şanslı bir insanım, hep doğru insanlarla karşılaştım ve hep doğru yönlendirildim. Aslında bu süreçte kim bilir daha kimlerin desteği oldu ama hemen herkesten olumlu tepkiler aldım. Bana güvenen bu insanların güvenini boşa çıkarmamak için sürekli kendimi geliştirmeye, aileme, çevreme, şirketime ve ülkeme faydalı olmaya çalışıyorum.

6) Okurlarımıza neler söylemek istersiniz?

Buradan haddim olmayarak şunu söyleyebilirim hepimiz işten arta kalan zamanımızın çok büyük bir bölümünü boşa harcıyoruz, ben bunu bizzat yaşadım ve gördüm. Hepimiz bir yerlerden başlayarak hayatımızda olumlu değişiklikler yapmalıyız. Bu kitap okuma alışkanlığı, bir spor dalı ile uğraşmak veya bir yardım kuruluşunun çalışmalarına katkıda bulunmak olabilir.

Zamanımızı sosyal medyada veya kahve köşelerinde geçirerek çocuklarımıza iyi örnekler olmamız mümkün değildir. Yaşımız konumumuz görevimiz ne olursa olsun faydalı işlerle uğraşıp arkamızdan gelen nesle örnek olmalıyız.

Verilen her görev ve sorumluluğun insanı her yönüyle geliştirdiğine inanıyorum ancak çalışmadan emek vermeden hiçbir işin başarılamayacağını da biliyorum.

İnsanlar işe yaradığında ve yeni şeyler öğrendiğinde mutlu olurlar, ben de tüm okurlarımıza mutluluklar diliyorum.