1) Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben Nihan Özkandemir, 1994 doğumluyum. Bülent Ecevit Üniversitesi Makina Mühendisliği mezunuyum. Ocak ayında Renkler ailesine Satış Mühendisi olarak katılarak İstanbul’dan İzmir’e taşındım.
2) İş dışındaki sizden biraz bahsedebilir misiniz bize?
İş dışında düzenli ve sakin bir hayatım var. Resim ve seramik sanatları ile yakından ilgileniyorum. Kendimle vakit geçirmekten keyif alan biriyim dolayısıyla bu hobilerime de yansıyor. Evde vakit geçirmeyi, yoga yapmayı, tek başıma uzun yürüyüşlere çıkmayı seviyorum.
3) Resim tutkunuz nasıl ve ne zaman başladı? Yeteneğinizi ortaya çıkaran biri var mı?
Çocukken hafta sonları sabah erkenden kalkıp TRT 2’de Bob Ross izleyerek başladı diyebilirim. İlkokul yıllarında resim dersine ilgim hep vardı, ortaokul yıllarında ise pastel boya ile yaptığım resimlerle bazı yarışmalarda ödüller almıştım. Bu durum resim yapmaya olan ilgimi arttırdı. Lise seçiminde resim öğretmenim tarafından güzel sanatlar lisesi seçmem tavsiye edilse de ben tercihimi anadolu lisesinden yana kullandım. Lisedeki resim öğretmenimin ilgisi sayesinde birçok farklı çalışma yapma fırsatım oldu. Yağlı pastel, yerini kuru pastele bıraktı. İlk tuval üzeri yağlıboya çalışmamı lisede yaptım. Cam boyama ve ebru sanatı ile lisede tanıştım. Şahane bir atölye grubumuz vardı, her boş derste soluğu resim atölyesinde alır sürekli bir şeyler üretirdik. Şimdi geriye dönüp bakınca hayatımın en güzel yılları olarak tanımlıyorum.
4) Yapmaktan en çok keyif aldığınız resim hangisi?
Bu şekilde kategorize etmek benim için biraz zor olur ama son zamanlarda daha çok suluboya çalıştığımı söyleyebilirim. İş yoğunluğunu ve zaman kısıtını da hesaba kattığımızda daha pratik ve hızlı sonuç elde edebildiğim için suluboya çalışmalarına ağırlık veriyorum.
5) Bunun dışında başka hobileriniz var mı?
Hobilerim genel olarak birbiri ile bağlantılı. Resim yapmaya olan ilgim beni sanat tarihi ile de yakından ilgili biri haline getirdi. Pandemi döneminde birçok online sanat tarihi atölyesine katıldım. Bazı sanatçılarla, eserlerle ilgili doğru bildiğim yanlışları öğrenmek benim için çok ilgi çekici oldu. Uçsuz bucaksız bir dünya diyebilirim. Öğrenecek, görecek; okuyacak o kadar çok şey var ki.. Bunun dışında seramik sanatı ile ilgileniyorum. Pandemi öncesi dönemde ülkemizin en önemli seramik sanatçılarından birinin atölyesinde serbest şekillendirme eğitimi alma şansım olmuştu. Şu anda da çömlekçi tornası öğrenmek için eğitim alıyorum, çok farklı bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Çamur ile uğraşmayı herkese tavsiye ediyorum, tek ihtiyacınız biraz sabır ve hayal gücü. Şöyle bir cümle okumuştum bir kitapta “Seramik ile ilgileniyordu çünkü en aşağı görülen materyallerden biri olan çamuru alıp güzel ve değerli bir şeye dönüştürme metaforunu seviyordu”.
6) Renkler ailesine ve okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Çamuru, fırçayı, kalemi, boyayı elinize almaktan korkmayın. Ortaya çıkarttığınız eser başkaları tarafından beğeni toplamak zorunda değil. Onu kıymetli yapan şey sizin elinizden çıkmış olması ve sizin için bir anlam ifade ediyor olmasıdır. Eğer ilginiz, isteğiniz varsa ertelemeyin. Sanatla kalın.