Filiz Özmen - Kemalpaşa Montaj Operatörü

1)Sizi biraz tanımak isteriz? 
30 Ağustos 1974 İzmir doğumluyum. Doğum günü herkes için özeldir şüphesiz fakat ben bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Evliyim ve iki kızım var. 2016 yılından beri Renkler’de çalışıyorum. Bir yandan iş hayatım, bir yandan ev hayatım derken hayat koşuşturmaca halinde akıp gidiyor.

2)Bize yaptığınız işle ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Renkler’de montaj elemanı olarak işe alındım. Önceki çalıştığım firmalar da aynı tarz olduğu için çok zorlanmadım. Genel olarak erkek ağırlıklı çalışan firmalardı. Otomotiv, beyaz eşya ve enerji sektörüne her türlü yedek parça imalatını en yüksek kalitede sunabilmek için çalışmaktayız.

3)Renkler’de sizi motive eden şeyler nelerdir?
Renkler’e ilk geldiğimde beni karşılayan kişiler çok nazik insanlardı. Güleryüzlü ve ilgiliydiler. Ben en çok bundan etkilenmiştim. Adaptasyon sürecinde de ustamız, insan kaynakları ve müdürlerimiz bize azami desteği sağladılar. Her türlü sorunumuzla ilgilendiler. Bu ilgi azalmadan devam ediyor. Benim için en kıymetlileri bunlar. 

4)Bize hobilerinizden bahsedebilir misiniz?
En büyük terapi alanım mutfağım elbette. Kızlarımla kahvelerimizi yudumlarken bir yandan yemek yapıp bir yandan da günün kritiğini yapmak vazgeçilmezimiz. Bir de evimizde üç adet kedimiz var. İlk kedimiz Mat’i barınaktan sahiplendik. Kızlarıma sürpriz yapmıştım. Diğer kedimiz Çeku’yu kızım sokaktan 1 aylık yavruyken getirdi. Sonuncusu ise Mahmut.. ,Evimizin ikinci erkeği. 2 aylıktı, ayağı kırıktı ve sokaktaydı. İyileşene kadar sözleşme yapmıştık ama elektriğimiz tutunca yırtıp attık o sözleşmeyi. Evimizin ferdi gibi oldular. Bütün imkanlarımızı aramızda eşit olarak paylaşıyoruz çünkü biz 7 kişilik bir aileyiz.

5)Kaç yaşından itibaren hayvanlarla ilgilenmeye başladınız?
Süreç nasıl ilerledi? Bize zorluklarından bahseder misiniz? Hayvanlara karşı sevgim hep vardı. Evimdeki 3 kedimle mutluyuz ama dışarda yardıma muhtaç o kadar can var ki. Hepsine yetişmek mümkün değil. Kızlarım sayesinde kedilerimizi sahiplendik ve bu durum empati kurmamızı kolaylaştırdı onlarla. Sokağımdaki hayvanlara düzenli olarak mama ve su koyuyorum. Yatacak yerlerini düzenliyorum. Çöpe yemek atmıyorum. Barınak çalışanları ve veterinimizle kontağımız hiç bitmiyor. Sahiplendirdiğimiz her can çok kıymetli bizim için.

6)Bize başka neler söylemek istersiniz?
Karşılıksız sevginin vücut bulmuş halidir hayvanlar. İnsanlar olarak dünyayı ele geçirdik, işgal ettik resmen. Onların yaşam alanlarını gasp ettik. Seçmeyi geçtim onlara zulüm ettik. Bir hayvanla yaşamı paylaşmaya başlayınca hissettiğiniz manevi tatmin inanın hiçbir şeyde yok. Yaratılanı biraz da yaratandan ötürü sevmek gerekmez mi?