Ferhan Yıldız - Mali İşler Şefi

Değerli okurlar,

Bu yazıda çalışanların karşı karşıya kalabileceği vergi yükümlülüklerini sizlere aktarmaya çalışacağım. Konunun vergi hukuku boyutundan ziyade ücretli çalışanlar tarafından konuyu ele alacağız. Bildiğiniz üzere devletler, kamusal hizmetleri gerçekleştirebilmek amacıyla kişi ve kurumların kazançları üzerinden vergi almaktadır. Yani kazanç var olduğu sürece vergi de vardır. Ülkemizde vergilendirme sistemi beyan esasına dayanmaktadır. Kazancı elde eden kişi veya kurumlar bu kazançlarını devlete beyan etmek ve ödemekle sorumludurlar. Hemen hemen birçoğumuz beyanname sorumluluğunun sadece işyeri sahiplerinde olduğunu düşünürüz. Aslında durum tam olarak öyle değil. İş yeri sahibi olsun olmasın kazanç elde eden her kişinin vergisel ödevlerini sorguluyor olması gereklidir. Ücretli çalışan olarak bizlerin de bazı şartlar oluşması halinde beyanname verme yükümlülüklerimiz vardır. Bunları yerine getirmediğimiz zaman cezai durumlar söz konusu olabilmektedir. Ücretli çalışanlar hangi durumlarda yıllık beyanname vermesi gerekir, gelin bu konuya birlikte bakalım.

1) Ücretli çalışanlar hangi durumlarda beyanname vermek zorundadır?
Bu sorunun cevabı gelir elde eden kişinin durumuna göre değişmektedir. Şöyle ki; şirketler çalışanlarına ödedikleri ücretler üzerinden gelir vergisi kesintisi yapıp zaten devlete ödemektedir. Fakat bu vergi ödenmiş olmasına rağmen çalışanlar yıl içinde birden fazla işverenden ücret aldı ise beyanname vermesi gerekebilir. Yani özellikle yıl içinde işyeri değişikliği yaptıysak ya da bir işyerinde çalışmaya devam ederken başka bir işyerinde de kısmi süreli çalışıyorsak beyanname verip vermememiz gerektiğine bakmamız gereklidir.

2) Bu şartlar mevcut ise beyanname verip vermeyeceğimizi nasıl anlarız?
Burada öncelikle farklı işyerlerinden aldığımız ücret gelirlerini 1. İşveren 2. İşveren olarak sınıflandırmamız gerekiyor. Kanun bu sınıflamayı çalışanın inisiyatifine bırakmaktadır. Seçtiğimiz ikinci işverenden aldığımız ücret geliri 2021 yılı için 53.000 TL’nin üzerinde ise beyanname vermemiz gereklidir. Bu tutar her yıl değişmektedir. (Her yıl için gelir vergisi tarifesindeki ücret gelirleri için 2. dilime isabet eden gelir tutarı dikkate alınmaktadır.)

3) İkinci işverenden aldığımız ücret 2021 yılı için 53.000 TL’nin üzerinde mi değil mi nasıl anlarız?
Burada bakacağımız yer kümülatif vergi matrahımızdır. Yani belirlediğimiz ikinci işverendeki kümülatif vergi matrahı kısmı 53.000 TL üzerinde mi değil mi incelemek gereklidir. İşverenden aldığımız bordroda bu bilgiler yer almaktadır. Bir önceki maddede bahsettiğim gibi 53.000 TL’lik sınır 2021 yılı için geçerli olan sınırdır.

4) Tek işverenden alınan ücretler için beyanname verilmesi gerekebilir mi?
Tek bir işverenden ücret almakla birlikte, alınan ücret 2021 yılı içinde 4. gelir vergisi dilimi olan 650.000 TL’yi geçiyor ise beyanname verilmesi gereklidir. Yine bu tutar her yıl değişmektedir.

5) Beyanname vermem gerekiyor ne yapmalıyım?
Eğer bu şartları taşıyorsanız ilgili yılı takip eden Mart ayı sonuna kadar beyannamenizi vermeniz gerekmektedir. İnternet vergi dairesi üzerinden kimlik bilgileriniz ile giriş yaparak hazır beyan sisteminden beyannamenizi verebilirsiniz. Hazır beyan sistemi otomatik yönlendirmeler ve açıklamalarla beyanname doldurmanıza yardımcı olmaktadır. Fakat yine de bu konularda bilgi sahibi olan kişilerle görüşüp değerlendirme yapmanız hatalı beyan vermenizi önler ve vergisel avantaj yakalamanızı sağlayabilir. Geçtiğimiz yıllarda bu konu özelinde birçok çalışana beyanname vermediği gerekçesi ile tebligatlar yapılmaya başlanmış idi. Bunun gibi sosyal yaşantımızda yaptığımız işlemler nedeniyle farkında olmadan vergisel sorumluluklar doğabiliyor. Maalesef vergi mevzuatının karmaşık bir yapıya sahip olması nedeniyle bu yükümlülükler bilinememekte ve cezai durumlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Ücret geliri sadece bu konulardan bir tanesidir. Gayrimenkul alım satımı, veraset ve intikal (mirasçının yükümlülükleri) gibi konularda aynı şekilde kişilere vergisel sorumluluk yükleyen örneklerdir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Aslına bakarsanız her vatandaşın ihtisas gerektiren bu alanlarda bilgi sahibi olması gerekir mi tartışmaya açıktır. Bunun yerine vergi mevzuatını ve vergi uygulamalarını yalınlaştırıp basitleştirecek, sorumluluğu kişilere bırakmadan işlemi kaynağında gerçekleştirecek uygulamalara adım atılmalıdır. Bu tarz yapısal değişiklikler hem uygulayıcılar hem denetleyiciler için fayda sağlayacaktır. Vergi kanunları şu anki yapısıyla sadece bu alanda ihtisas sahibi kişilerin değil tüm vatandaşlarca bilgi sahibi olunması gereken bir alan olarak konumlanmış durumdadır.

 

“Dünyada ölüm ve vergiler dışında, hiçbir şey kesin değildir.” Benjamin FRANKLIN